Cumartesi, Aralık 26, 2009

...KENDİME YENİ BİR BEN LAZIM...

Koooocaman bir yılın daha sonuna gelmişmişiz. Ne çabuk geçiyor bu yıllar böyle anlamıyorum ki. :( Büyüdüm büyüdüm kooooocaman oldum diyorum sürekli ama hala dönüp baktığımda hayatımda hiçbirşeyi rayına oturtamadığımı fark ettim. Ne özel hayatım ne sosyal hayatım ne iş hayatım... Hiçbiri istediğim gibi gitmiyor. Ne bu dünyanın insanı olabiliyorum ne de vazgeçebiliyorum.
Çok sosyal bir varlık olduğum söylenemez. Birlikteyken çok keyifli zaman geçirdiğim, dertleştiğim, saçmaladığım, zırvaladığım, her an yanımda olduğunu bildiğim, aynı anda aynı şeyi hissettiğim, paylaştığım, konuşmadan anlaştığım az ama öz arkadaşım vardır. Sosyal çevremde onlarla sınırlıdır. Hiç yeni çevre yapıyım kendime derdim yoktur. Mümkünse benden uzak Allah'a yakın olsunlar modu içerisindeyim sürekli. İyi hoş ama boş olan insanlarla vakit geçirmeyi sevmiyorum. Sırf çevrem olsun diye de bir köşede tutamam ki kimseyi. Bakıyorum ''high potential'' durumu varsa ''ok'' i basıp alıyorum hayatıma. (:
Asosyal bir varlık olarak sosyal yaşamdan kendini mümkün olduğunca soyutlamaya çalışarak çevresindekilerin 'yeter artık firtonyus halka karış biraz' nidalarına aldırış etmeyen birinin özel yaşantısına bakalım isterseniz birazda...
Bildiğin soğuk işte hem de somsoğuk bir şahsiyet görüntüsü var hanımın yapacak bişii yok dolayısıyla. :D Hatun birini gözüne kestirir, ne hikmetse her defasında gözüne kestirdiği de onu gözüne kestirir, bakışırlarrrr, bakışırlaaaarrrr, bakışırlaaaaarrrr, öyle ki artık olaya asıl kız ve oğlanın en yakınındakilerde dahil olmaya başlar, yenge-enişte ruhuna bürünülür, yapılmadık şaklabanlık kalmaz hatun kişinin dikkatini çekebilmek için ama sonuç hep sıfıra sıfır elde var sıfırdır. Hatun sıkılır olayın bu denli uzamasından, karşısına geçip iki lafın belinin kırıverilmeyişinden ve çıkıp gider er kişinin görüş mesafesinden en azında o öyle sanar ama er kişi hatun kişiyi nedense hiç çıkarmaz görüş mesafesinden ne yanına gelip iki çift laf edebilir ne de hadi bacım sen sağ ben selamet diyebilir. Bu kadar çok bilinmeyenli denklemdir işte hatunun özel yaşantısının bir parçası olan aşk hayatı. :P
Hele mezun oldu mu eli zamanla bir de ekmek tutmaya başlarsa zaten direk olarak 'potansiyel gelin' gözüyle bakılmaya başlanıyor. Eee sen evlen artık, yok mu biri hala, hiiiiççç miiii yoooookkkk, aç biraz gözünü, ona buna burun kıvırma hemen, gül azzzcıkkk, nidaları yükselmeye başlamıyor mu çevreden iyice nevrim dönüyor. Yok mu biri hala diye öyle bi soruşları var ki sanki bu koca dediğin marketten sipariş usulü alınıyor. Ahmet Efendi bana ordan un, şeker, 3 yumurta, kabartma tozu haaa unutmadan bir adette koca ver. 2.ne param yetmez şimdi onu bi sonraki ay taksitlen alırım artık. :/ Töööbeee töööbeee tössssstööbee çıldırtıyor bu insanlar beni.
İş hayatı desen yokk yook hiç deme bile ekmek aslanın ağzında bile değil artık cidden yaa, aslan yemiş bitirmiş hepsini sindirim ve boşaltım safhasında şuan sanırım. ::/
Bu ne böyle yaaa insan bir alanda istikrarlı olur en azından di mi??? Ben topyekun dibe vurmuş durumdayım. Olsun buna da şükür diyoruz her zaman ki gibi şuradaaa (hep birlikte elimizi alnımıza getiriyoruz şimdi. :P ) ne yazdıysa o diyoruz, hadi bakalım hayırlısı diyoruz... Elimizdekilerle şükretmeyi biliyor, aza kanaat ediyoruz, haa bir de gidip çalan kapıyı açıyoruz... (:
Tamammm geldiiiiimmmm..... :D

Fırtonyusgiller